Ülkemizde son iki yıldır önemli sorun başlıkları arasında sayılan yüksek kira düzeylerinin yalnızca ev sahibi-kiracı ilişkisi üzerinden tartışılması ve genellikle adli vakalar üzerinden haber değeri taşıyan yönüyle gündemde yer edinmesi, konunun “kira sorununun kalkınma hedeflerine etkisi” boyutunun ıskalanmasına neden oluyor.
Hane halkının değişken tüketim harcamaları, sabit hane halkı harcamalarından geriye kalanla sınırlıdır. Bu durum sağlık, eğitim, ulaştırma, turizm, konaklama, haberleşme, otomotiv, beyaz eşya, tekstil, kozmetik, sağlık, mobilya, eğlence gibi sayısız sektörün talep düzeyini doğrudan belirleyen bir etkendir.
Hane halkı gelirinden, sabit olmayan ve her ay ihtiyaca göre değişkenlik gösterebilecek harcama kalemleri için ayrılan bütçenin daralması, tüm sektörler için kritik bir riske işaret etmektedir. Konut kredileri veya kira harcamalarının hane halkının aylık gelirinin belirli bir bölümünü aşması halinde bu durum tüm sektörleri etkilemektedir. Konut kredisi ve kira haricinde kalan olası tüm harcama kalemlerinde hanelerin satın alma kararlarını olumsuz etkileyen ve bu durumun neden olacağı sektörel daralmalar neticesinde işsizlik sorununu besleyen kira sorunu, yalnızda kiracı-ev sahibi ilişkisi, adli olaylar ya da gayrimenkul piyasası çerçevesinde değil; çok daha geniş kapsamda bir kalkınma sorunu olarak ele alınmayı hak etmektedir.
Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları Derneği’nin 2023 Yılı, 2. Çeyrek Raporu’na göre Türkiye’de hane halkı gelirinin % 57’si konut kredilerine ayrılmaktadır. ÇSGB ve sahibinden.com verileri üzerinden yapılan araştırmaya göre ise İstanbul’da ortalama kiraların, ortalama ücrete oranı % 117’yi aşmıştır. Bu durum, hane halkının kira veya konut kredisi dışında kalan harcama kalemlerine bütçe ayıramaması sonucunu doğurmakta ve bunun bir sonucu olarak yukarıda bahsedilen riskleri gündeme getirmektedir.
Ortalama hane halkı gelirinden barınmaya ayrılan payın yükselmesi, yalnızca sektörel daralmalara neden olan iktisadi bir sonuç olmaktan daha önemli sorunlara da işaret eder. Ortalama evlenme yaşı ve aile başına çocuk sayısı bakımından, hane kararlarını etkileyen en önemli unsurlardan biri de barınmaya ayrılan payın makul bir seviyenin üzerinde olmasıdır.