Tüm konutların 2030 yılına kadar Enerji Kimlik Belgesi (EKB) edinmesi, tüm Türkiye’nin ısınmak için ödediği doğal gaz faturasını yüzde 50 azaltabilir. Yalıtım yoğunluğuna göre konutlarda yüzde 60’a varan oranda enerji tasarrufunun mümkün olduğunu hatırlatan Denge Değerleme Genel Müdür Yardımcısı Latif Aksoy, “Yüksek enerji sınıfına sahip binalar, ilk alım sırasında ödenen farkın kısa sürede tasarruf olarak geri döndüğünü gösteriyor.” dedi. Aksoy, yüksek enerji sınıfına ait binaların rutubete karşı dayanıklılık gibi konutun yapısal ömrünü uzatan avantajları olduğuna da dikkat çekti.
T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın hayata geçirdiği İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi ve Eylem Planı, 2030 yılına kadar Türkiye’deki tüm konutların Enerji Kimlik Belgesi edinmesini hedefliyor. TÜİK’in verilerine göre bir hanenin yıllık ortalama enerji tüketiminin 5 bin kilovatsaat olurken, yüzde 40 ila 60’ı ısıtma için harcanıyor. Bir yapının yalıtım açısından noksanlığı, ısınmada yüzde 50’yi aşan oranlarda israfa sebep oluyor.
Türkiye’nin en büyük gider kalemleri arasında yer alan, dış borç yükünü önemli oranda artıran enerjide doğal gaz konutlarda ısınma için en çok tercih edilen enerji türü konumunda. Enerji Piyasası Denetleme Kurulu’nun verilerine göre Türkiye’nin 2023 yılında 50 milyar metreküp civarında doğal gaz ithal ettiğini, bu gazın da yaklaşık %33 ü konutların ısınmasında kullanıldığını hatırlatan Denge Değerleme Gayrimenkul Şirketi Genel Müdür Yardımcısı Latif Aksoy, bu tutarın konutlarda hane halkına maliyetinin 2024 yılı rakamlarıyla yaklaşık 145 milyar lira olduğunu hatırlattı. Aksoy, sözlerine şöyle devam etti:
“Özellikle yeni yapılan konutlar başta olmak üzere tüm konutlarda Enerji Kimlik Belgesi (EKB) alımı enerjinin verimli kullanılıp, israf edilmemesi açısından oldukça önemli. Şu an Türkiye’de 25 milyonun üzerinde konut ve 20 milyonun üzerinde konut doğal gaz abonesi bulunuyor. TÜİK rakamları, konutlarda kullanılan doğal gazın yüzde 76,3’ünün ısıtma için kullanıldığına işaret ediyor. Buradan hareketle Türkiye’nin konutlarda 2024 yılındaki hesaplanan doğal gaz ile ısınma maliyetinin hane halkına yaklaşık 110 milyar lira olduğunu söyleyebiliriz.”
Bu tüketimi azaltmak için güçlü bir yalıtımın önemli olduğunu, EKB uygulamasının kritik önemde olduğunu söyleyen Aksoy, “Konutların EKB edinmesinin zorunlu hale getirilmesi, özellikle ısınma amaçlı doğal gaz kullanımında konutlarda yüzde 50’ye varan oradan tasarruf sağlaması, dolayısıyla Türkiye’nin bugünkü doğal gaz faturasının da 55 milyar liraya indirilmesi mümkün. Bu da hane halkı başına ortalama yıllık 2750 TL tasarruf edilebileceği anlamına geliyor.” sözleriyle uygulamanın hayati önemine dikkat çekti.
Yüksek Enerji Sınıfı Değer Avantajı Sağlıyor
“Yüksek enerji sınıfına sahip binalar, ısıtma ve soğutma giderlerindeki azalma, rutubete karşı dayanıklılık, güneş enerjisi ile sıcak su temini ve düşük aydınlatma gideri gibi avantajlar sunarak ilk alım sırasında ödenen farkın kısa sürede tasarruf olarak geri dönmesini sağlıyor. 100 m² bir dairenin ortalama değeri enerji sınıfından bağımsız olarak 3.225.000 TL’dir. G sınıfı enerji kimlik belgesine sahip bir konut 3.000.000 TL iken, A sınıfı konutlar ortalama 300.000 TL ilave değer kazanımı sağlıyor. Ayrıca, yüksek enerji sınıfına sahip dairenin 10 yıllık enerji tasarrufu, ısınma harici kazanımları da dahil edersek 60.000 TL’ye yaklaşmaktadır. Bu noktada gayrimenkulün kendi değer kazanımı da dikkate alındığında toplam getirinin 360.000 TL’ye ulaştığı sonucuna varıyoruz.”
Yalıtıma sahip bir konutun enerji kullanımında sunduğu avantajlarının yanı sıra önemli diğer avantajlarına da dikkat çeken Aksoy, “Bu uygulamalar, enerji kimlik belgesinde ölçümlenen faktörlerin sadece bir kısmıdır. Enerji kimlik belgesi, daha düşük enerji ile aydınlatma, güneş enerjisinden faydalanma ve daha tasarruflu elektrik donanımları sağlıyor. Aynı zamanda doğayı korumada da kritik bir rol oynuyor. Binaların inşasında kullanılan malzemelerin ve inşa tekniklerinin daha yaşanılabilir bir dünyayı koruyacak standartlarda olmasını sağlayarak çocuklarımıza daha temiz ve yaşanılabilir bir gelecek sunmamıza da katkıda bulunuyor.” dedi.