Türkiye’de rüzgâr enerjisi sektörü, 2005 yılında faaliyete geçirilen Yenilenebilir Enerji Kanunu ile hızla gelişim göstermeye başlamıştır. Devlet, 2035 yılına kadar 30 GW kurulu rüzgâr gücü kapasitesine ulaşma hedefiyle çalışmalarını sürdürmektedir. 2022 yılında rüzgâr gücü, ülkedeki toplam enerji tüketiminin %11’ini karşılayarak Türkiye’de bir ilke imza atmıştır. Bu dönemde işletmede olan rüzgâr enerji santrallerinin kurulu gücü ise 11 GW olarak kayıtlara geçmiştir.
Türkiye, güç ihtiyacını karşılamak ve enerji arz-talep dengesini sağlamak amacıyla 2000 yılından itibaren rüzgâr gücü üretim santralleri kurmaya başlamıştır. 2014 yılında güneş enerjisine dayalı elektrik üretim santrallerini de devreye alarak çevre kirliliğine yol açan fosil kaynakların kullanımını önemli ölçüde azalmıştır. Bu sayede yerli, temiz ve yenilenebilir güç kaynakları ülke genelinde pozitif etkiler yaratmayı başarmıştır.
Rüzgar Enerjisi Nedir?
Atmosferdeki sıcak ve soğuk havanın yer değiştirmesiyle meydana gelen rüzgârın kinetik gücünün ilk olarak mekanik daha sonrasında da elektrik enerjisine dönüştürülmesi rüzgâr enerjisi olarak tanımlanır. Yenilenebilir enerji kaynakları arasında yer alması ve sahip olduğu bu avantajla çevreye dost efektif çözümler üretmesi nedeniyle rüzgar gücü, sürdürülebilir bir geleceğin inşa edilmesinde aktif bir üstlenir.
Rüzgar Enerjisinin Avantajları
Rüzgâr, sürdürülebilir gelecek anlayışının devam ettirilebilmesi adına önem arz eden enerji kaynakları arasında yer aldığı için pek çok avantajı bulunur. Sahip olduğu avantajlar ise şunlardır:
- Rüzgar gücünde yanma işlemi gerçekleşmediği ve karbon emisyonu üretilmediği için çevre dostu bir alternatiftir.
- Türbinlerin bakım ve işletme giderleri, fosil yakıtlı santrallere göre çok daha ekonomiktir.
- Enerji ithalatına olan bağımlılığı azaltır ve ulusal kaynakların kullanımını teşvik eder.
- Ülkelerin güç üretiminde daha bağımsız bir hale gelmelerine yardımcı olur.
- Ekonominin gelişimini destekleyerek dış kaynaklara olan bağımlılığın getirdiği riskleri de azaltır.
Rüzgar gücü; yenilenebilir, ekonomik ve çevre dostu bir kaynak olduğu için fosil yakıtlara kıyasla daha yararlı bir alternatif olarak öne çıkar.
Rüzgar Enerjisinin Dezavantajları
Rüzgâr gücünün yüksek maliyetler gerektirmesi, altyapıya bağımlı olması ve çevresel etkileri gibi birtakım dezavantajları mevcuttur. Dezavantajları arasında aşağıdaki diğer etkenleri de sıralamak mümkündür:
- Türbinler; kuşlar, yarasalar için önemli bir tehdit unsurudur ve göç yolları üzerindeki alanlarda oldukça risklidir.
- Büyük türbinler, kırsal ve doğal güzellikleriyle öne çıkan alanlarda estetik açıdan sorunlar yaratırlar.
- Türbinlerin rotor kanatlarının havayla etkileşimi sonucunda oluşan düşük frekanslı ses dalgaları gürültü kirliliğinin oluşmasına zemin hazırlar.
- Rüzgarın doğası gereği değişken olması, güç üretiminde dalgalanmalara neden olur.
Dezavantajların etkileri, sürekli olarak gelişen teknoloji ve başarılı bir mühendislik ile ortadan kaldırabilir. Bu sayede rüzgar gücünden alınacak verim, önemli ölçüde artırılır.
Denge Değerleme, enerji santrali değerleme konusunda uzmanlaşmış bir firmadır. Rüzgar enerjisi santralleri başta olmak üzere çeşitli üretim tesislerinin değerlemesi için gerekli olan teknik bilgi ve tecrübeye sahiptir.
