Yeşil dönüşüm; çevreyi tahrip etmeden, doğal kaynakları daha verimli kullanarak yaşam kalitesini artırmayı hedefleyen bir yaklaşımdır. Bu bağlamda; yenilikçi teknolojilerin benimsenmesi, verimlilik önlemlerinin alınması ve sürdürülebilir üretim yöntemlerinin tercih edilmesi gerekir. Özellikle yaşam alanlarında enerji verimliliğini artırarak ekolojik standartları yükseltmek, yeşil dönüşüme büyük ölçüde katkıda bulunur. Bu nedenle gayrimenkul sektörünün yenilikçi yaklaşımlar benimsemesi, hedeflenen çevre dostu ekonomik modelin oluşturulmasında önemli bir role sahiptir.
Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları
Dünya nüfusunun her geçen gün artması ve doğal kaynakların giderek yok olmasından dolayı Birleşmiş Milletler, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda insanlığın geleceğini koruma altına almak adına birtakım hedefler belirlemiştir. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın ilk hedeflerinden biri, temiz suyun ve hijyenin sağlanmasıdır. Temiz suya erişim, sağlıklı yaşam için temel bir hak olarak kabul edilir. Ayrıca hastalıkların önlenmesi ve hayat kalitesinin artırılması açısından hayati bir öneme sahiptir.
İklim değişikliği ve çevre koruma, gezegeninin en büyük meselelerinden biridir. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları, bu konuda da net hedefler belirleyerek daha iyi bir dünya için çalışmalar yapmayı teşvik eder. Bu bağlamda sürdürülebilir enerji kullanımı teşvik edilmeli, doğal yaşam alanları korunmalı ve karbon emisyonları azaltılmalıdır.
BM’in Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları arasında öne çıkan bir diğer konu da sıfır yoksulluk hedefidir. Yoksulluk, pek çok sorunun ana kaynağıdır ve adil bir dünya için mücadele etmek, bu hedefin gerçekleştirilmesini zorunlu kılar. BM’e göre gelir eşitsizliğini azaltmak, sosyal koruma sistemlerini güçlendirmek ve iş olanaklarını artırmak gibi adımların atılması ile sıfır yoksulluk hedefine ulaşılabilir.
Paris İklim Anlaşması
Paris İklim Anlaşması, küresel ısınmanın sınırlandırılması ve iklim değişikliğiyle mücadele amacıyla 2015 yılında imzalanan bir protokoldür. Anlaşmanın odaklandığı başlıca hususlar, aşağıda kısaca açıklanmıştır:
- Anlaşma, küresel ısınmayı 21. yüzyıl içinde 1.5 derece Celsius ile sınırlamayı hedefler.
- Sürdürülebilir malzemelerin kullanımını ve enerji verimliliği yüksek binaların inşasını teşvik eder.
- Sürdürülebilir yapı malzemelerinin kullanımını öne çıkarır ve yeşil bina sertifikaları gibi uygulamalarla enerji verimliliğini artırmayı destekler.
- Yenilenebilir enerji projelerine yatırım yapılmasını teşvik etmek için hükümetler ve uluslararası kuruluşlar tarafından çeşitli finansal destekler sağlanır.
Paris İklim Anlaşması, gelecek nesiller için dünya mirasını korumak adına atılan önemli adımların başında gelir. Dünya genelindeki iklim politikalarının belirlenmesinde de kilit bir referans noktası oluşturarak farkındalık yaratır.
Yeşil Mutabakat
Yeşil Mutabakat, Avrupa Birliği Komisyonu tarafından 2019 yılında hayata geçirilen bir iklimle mücadele stratejisidir. Sürdürülebilirliği sağlamak ve karbon salınım yapısını dönüştürmek amacıyla çeşitli politika önlemlerini bünyesine dahil eder. Yeşil Mutabakat’ın ana hedefi, 2030’a kadar karbon salınımını %50 oranında azaltmak ve 2050 yılına kadar karbon nötr duruma gelmektir. Hedefleri gerçekleştirmek adına Avrupa Birliği, ekonomi politikalarını yeşil dönüşüm perspektifiyle yeniden şekillendirmekte ve ek tedbirler geliştirmektedir.
ESG ve Gayrimenkul
Günümüzde iş dünyası, sürdürülebilirlik odaklı stratejilerin üzerinde durarak farkındalık yaratmayı amaçlar. Şirketler, yalnızca mali başarıya odaklanmak yerine çevresel, sosyal ve ESG faktörlerini de göz önünde bulundurmaktadırlar. ESG kavramı, firmaların ya da yatırımcıların sürdürülebilirlik performansını değerlendirmek için kullanılan; çevresel, sosyal ve yönetişim kelimelerinin İngilizce baş harflerinden meydana gelen bir kısaltmadır. Çevresel faktörler, doğal kaynakların korunması, karbon ayak izinin azaltılması gibi konuları kapsar. Sosyal etkenler işçi hakları, toplumsal katkılar gibi konuları içerirken yönetişim faktörleri ise şirketlerin yönetim yapısı, şeffaflığı gibi unsurları değerlendirmeye alır.
Gayrimenkul sektöründe ESG kriterlerinin entegrasyonu; binaların enerji verimliliğini artırma, çevresel etkiyi azaltma ve topluluklarla olan ilişkileri güçlendirme gibi alanlarda yenilikçi değişiklikleri teşvik eder. Yatırımcılar ve değerleme uzmanları için yeni standartlar, çevresel ve sosyal etkileri hesaba katan daha bilinçli kararlar almayı mümkün kılar. Yeni ESG standartlarına uygun olarak gayrimenkul değerleme süreçlerini daha detaylı bir şekilde öğrenmek isteyen yatırımcılar ve uzmanlar için Denge Değerleme, kapsamlı bilgiler sunarak bu alanda destek olur.